Sigmund Freud Sözleri

Avusturyalı Nörolog Sigmund Freud’un En Güzel Sözlerini yer almaktadır.

Yaşamın amacı ölümdür.

Aşk yoktur, libido vardır.

Medeniyetin ilk şartı adalettir.

Çocuklar ilgi aramaz, sevgi arar.

Mantığın sesi kısık ama ısrarcıdır.

Deli, uyanıkken rüya gören kimsedir.

Her insan gördüğü rüyanın tabiridir.

Genç bilebilseydi, yaşlı yapabilseydi.

Doğaya her zaman bir ölüm borcun vardır.

Aşk ve iş beşeriyetimizin mihenk taşlarıdır.

Olgunluk, hazzı erteleyebilme kabiliyetidir.

Rüyalar dünden kalan artıklarla inşa edilir.

İnsan mutlu olmak ister; bu yüzden berbat haldedir.

Kedilerle geçirilen zaman asla boş zaman sayılamaz.

Adaleti aklın yardımı olmadan kullanmak imkansızdır.

Sanat, çocukluk tecrübelerinin büyüklüğe aktarılmasıdır.

Zihin bir buzdağı gibidir. Sadece 7’de 1’i su üstündedir.

Bir objeye duyulan sevgi, ona sahip olma isteğinden gelir.

Evrendeki en büyük gösteri, sen aklını keşfettiğin an başlar.

Sevildiğinden emin olunca, insan ne kadar da cüretkar oluyor.

Sevginizi ihtimaller üzerine kurarsanız, ihanetlerle son bulur.

Yaşamın büyük bir değeri yoktur, fakat ondan başka şeyimiz de yoktur.

Ölümü hayal etmeye çalıştığımızda kendimizi seyirci konumuna koyarız.

Konuşma terapisi histerik bir sefaleti sıradan bir mutsuzluğa dönüştürür.

Beklemesini bilen bir insanın hiç bir şeyden taviz vermesine gerek yoktur.

Tarih insanların daha evvel yapılmış hataları tekrar etmesinden ibarettir.

İnsanlığın hangi filizi köreltilmek istenmişse, o filiz daha gür büyümüştür.

Uçabilme isteği, cinsel açıdan güçlü olma isteği ile çok yakından alakalıdır.

Siz cevaplar bulmaya çalışıyorsunuz, biz ise daha çok soru sormak niyetindeyiz.

Ulaşamayacağın kadar sandığın kişiler, aslında eğilemeyeceğin kadar alçaktadır!

Yaşam belirtisinin kökeninde duygulanma vardır, duygulanmanın da temeli aşktır.

Din, koca bir yanılsamadır ve gücünü içgüdüsel arzularımızla uyuşmasından alır.

Medeniyet, hayatın zorunluluğu için içgüdülerin tatmini pahasına yaratılmıştır.

“An” asla bir şeyi veremez: Anlamı. Mutluluğun ve anlamın yolları aynı değildir.

“Söz” ile “sihir” başlangıçta aynı şeylerdi. Kelimelerin sihirli güçleri vardır.

Hiç bir erkek birlikte olmak istemeyeceği bir kızla yakın arkadaş olmak istemez.

İnsan saldırılara karşı kendini savunabilir, ama iltifatlara karşı savunmasızdır.

En ufak bir karar verirken bile muhakkak artılarını ve eksilerini dikkate alırım.

Ben hayatta şanslı bir adam sayılırım, çünkü hiç bir şeyi kolaylıkla elde etmedim.

Rüyalar, aşırı yük altında kalan beyni korumak için emniyet sübabı vazifesi görür.

İnsanlar düşündüklerinden daha ahlaklı, hayal edebildiklerinden daha ahlaksızdırlar.

Çiçeklere bakmak huzur vericidir. Onların ne duygusu ne de ruhsal çatışmaları vardır.

Bir insana vazgeçilmez olduğunu hissettirirseniz, ilk vazgeçeceği insan siz olursunuz.

Yüzüne gülecek kadar dost sandığın kişiler, aslında arkandan konuşacak kadar yüzsüzler.

Bilinçaltının etkinliklerin bilgisine ulaşmak için rüya tabirleri kraliyet yolu gibidir.

Güç ve güveni hep dışımda aradım. Ama bunlar insanın içinden gelir. Ve her zaman oradadırlar.

Herkes doğru insanı bulmak ister, yanılmamak için. Oysa kimse uğraşmaz, doğru insan olmak için.

Seven kişi tevazuya kavuşur. Zira bir kişi sevdiği zaman narsisizminin bir kısmını rehin verir.

Vermiş olduğunuz mücadeleler, bir gün geriye dönüp baktığınızda size en güzel günler gelecektir.

Yaratıcı bir yazar, çocuk gibidir. Kendi fantezi dünyasını yaratır ve bu dünyayı çok ciddiye alır.

Düşünebilen herkesin insan olması, insan olan herkesin düşünebildiği manasına gelmiyor ne yazık ki.

Bilinç, hayatın zalim gerçeklerine karşı iki temel savunma geliştirir: “kaygılı gerçek” ve “inkar”.

Özgürlük insanlara medeniyetin bir armağanı değildir. Hiç medeniyet yokken insanoğlu çok daha özgürdü.

Amerika insanlık tarihinin gördüğü en büyük deneydir. Ama korkarım bu deney başarıyla sonuçlanmayacak.

Bir insan sağlam bir düşünceye sahip olduğunda güçlüdür. Eğer kişi kendisiyle çelişirse o kişi güçsüzdür.

Hem psikolojik hem de biyolojik anlamda, insanlarda ne saf bir erkeksilik ne de saf bir kadınsılık vardır.

Birine duyduğunuz sevgi ve sinir doğru orantılıdır. En çok sevdiğiniz insana, herkesten çok sinirlenirsiniz.

Sağlıklı bir hayatın iki göstergesi vardır. Biri çalışmak, diğeri de sevmektir. İkisi de hayal gücü gerektirir.

Erdemli insanlar, kötü insanların gerçek hayatta yaptıklarını kendi hayal dünyalarında yaşamakla yetinen kimselerdir.

İnsanların çoğu özgürlüğü gerçekten istemezler; çünkü özgürlük sorumluluk gerektirir ve insanların çoğu da bundan korkar.

Bireyin özgürlüğü medeniyete bir katkı sağlamaz. Aksine, insanlar medeniyet olmadan önce en özgür zamanlarını yaşıyorlardı.

Mutsuzluğu tatmadan, hep mutlu olmak istersin. Oysa nelerin seni mutsuz ettiğini bilmeden, nelerle mutlu olacağını bilemezsin.

Din, çocukluk nevrozuna benzetilebilir. Nasıl çocuklar bu nevrozu atlatabiliyorlarsa insanoğlu da din denen bu nevrozu aşabilir.

Özür dilemek, sizin haksız olduğunuz manasına gelmez. Karşınızdaki insana verdiğiniz değerin, egonuzdan yüksek olduğunu gösterir.

Bir insanı unutabilirsin, bir insanın sana neler yaptığını da unutabilirsin, ama o insanın sana ne hissettirdiğini asla unutamazsın.

Vicdan dediğimiz şey, içimizde alevlenen belli bir arzunun, dış dünya tarafından reddedildiğinin iç dünyamız tarafından algılanmasıdır.

Güzelliğin bariz bir kullanım alanı yoktur. Keza güzelliğe yönelik kültürel bir ihtiyaç da yoktur. Ancak insanoğlu güzellik olmadan yapamaz.

Bir insan bir yere bakıyorsa orada ilgilendiği bir şey vardır. Bir insan bir yere hiç bakmıyorsa orada ilgilendiği bir şey kesinlikle vardır.

Mutluluk dediğimiz şey, yoğun bir şekilde bastırılmış ve engellenmiş olan ihtiyaçların kısa süreliğine tatmin edilmesinden başka bir şey değildir.

Her insanda iki eğilim vardır. Biri kişisel mutluluk, diğeri de insanlara uyum sağlama isteğidir. Bu iki eğilim mutlaka birbiriyle mücadele etmelidir.

Çocuklar feci halde bencildir. İhtiyaçlarını son derece yoğun bir şekilde hissederler ve ne pahasına olursa olsun ihtiyaçlarının doyurulmasını isterler.

Güçsüz olduğumuz noktayı kabullenerek kendimizi güçlü kılabiliriz. Buna benzer Nietzsche’nin “Çelişkilerimiz, umutlarımızdır.” sözü de hayatın bir gerçeğidir.

Psikanaliz kişinin hastalıklarını iyileştirmek için yola çıkmaz. Psikanaliz hastanın o veya bu şekilde karar vermesi için hastanın egosuna özgürlük alanı açar.

Ruhunun derinliklerine in ve ilk önce kendini tanımayı öğren. Bunu yaptıktan sonra, bu hastalığa neden yakalandığını anlayacak ve belki de bir daha hastalanmayacaksın.

Hayvanlarla vakit geçirmeyi insanlarla vakit geçirmekten daha çok seviyorum. Şüphesiz vahşi bir hayvanın ciddi zararı dokunabilir. Ancak merhametsizlik, sadece insanlara hastır.

Köpekler arkadaşlarını sever, düşmanlarını ısırırlar. İnsanlar ise tamamen farklıdır: Saf ve karşılıksız sevgiyi beceremezler. Kişisel ilişkilerindeyse sevgi ve nefreti karıştırıp dururlar.

Hoşa gitmeyen bir fikrin doğru olmadığını düşünmek insanın doğasında var. Eğer bir fikir bir insanın hoşuna gitmiyorsa, o zaman o kişinin o fikir aleyhinde argümanlar bulması hiç de zor olmayacaktır.

İnsanlar yavaş yavaş inanmamayı, güvenmemeyi, sevmemeyi ve kronik şüpheci olmayı öğrenir. Bu gerçekleştiğinde artık ne yazık ki çok geçtir. İnsanların “tecrübe” dediği şey budur. Kalbiyle bağlantısını kesmiş bir insana “tecrübeli” denir.

Kitleler asla gerçeğin peşinde koşmamıştır. Yanılsamalar isterler ve yanılsamasız yapamazlar. Gerçek olmayanları gerçeklerin üstünde tutarlar; gerçeklerden çok gerçek olmaynların etkisinde kalırlar. Bu ikisi arasında ayırım yapmama eğilimi oldukça yüksektir.

Sözcüklerin sihirli bir gücü vardır. Kişiye ya en büyük mutluluğu ya da en derin üzüntüyü getirirler. Sözcükler öğretmenden öğrenciye bilgi aktarırlar. Sözcükler konuşmacıya düşüncelerini ve kararlarını ifade etmek ve dinleyici kitlesi elde etme imkanı sunar. Sözcükler en kuvvetli duyguları harekete geçirme gücüne sahiptir.

Mutluluğu bulmak için, kişinin sadece anda yaşaması gerekir; sadece an için yaşamaya ihtiyaç duyar. Ama eğer anlam istiyorsa – hayallerinin, sırlarının, hayatının anlamı – kişi ne kadar karanlık olursa olsun geçmişte, ne kadar belirsiz olursa olsun gelecek için yaşamalıdır. Böylece doğa mutluluk ve anlamı bizim için karıştırır ve bizden aralarında bir seçim yapmamızı bekler.

Yorum yapın