Sevgi Dolu Sözler, Aşk Dolu Sözlerin yer aldığı sayfamızda bulunmaktasınız, En Güzel Sevgi Sözlerini arkadaşlarınızla paylaşabilir yada yorum bölümünden sizde sayfamıza katkıda bulunabilirsiniz.
Nereye baksam SEN…
Ve sen geldin: ömrüm senindir.
Ben sana kızsam, kendime küserim.
Bana yüzünü dönme, gece oluyor sanıyorum.
Sen benim şarkımsın, herkesin dili dönmez.
Çünkü her bir zerrem aşık her bir zerrene.
Hiç bir harfi sensiz bir cümleye kurban etmedim.
Sen benim deliler gibi aşık olduğum kadınımsın…
Benim kalabalığım da sen, yalnızlığım da sensin…
Sen bile bilemezsin gülüşün ben de kaç bahar eder.
Gittin… Ve solumda kaldın ve soluğumda ve sonumda.
Öğrendik ki: Her yarayı saran zaman değil, sevgidir.
Aşkın belki sahtesi olur ama sevmenin taklidi olmaz…
Görmeden seni isteyen gönlüm, görünce nasıl dayansın.
Sen yeter ki çocukluk yap. Gönlümde salıncağın hazır…
Besmelesiz başladım diye mi, doyamıyorum seni sevmeye?
Sen bana Allah’ın emanetisin. Seni sevmek aşktır bana.
Kim istemez mutlu olmayı, ama mutsuzluğa da var mısın?
Sadece sana ihtiyacım var. Senin huzur veren iklimine…
Sen benim ilk şiirim, ilk kavgam, sen benim 17 yaşımsın.
Sevdim. Çünkü bir tek ona sarılınca yuva gibi kokuyordu içim.
Sen aklım ve kalbim arasında kalan en güzel çaresizliğimsin.
“Sende gördüğümü görecekler diye ödüm kopuyor.” Özdemir Asaf
Seni ben canımın içinde sakladım. Kalbimin ta derinliklerinde…
Ötesi yok bu duanın benim ol. Benimle, aklınla, aşkınla bin yaşa.
Ya ben deliriyorum. Ya ben çok özlüyorum. Ya da özlenen çok özel.
Canımın içi, sen hangi şiirden kaçıp geldin yüreğimin orta yerine?
Gel beraber alalım nefesimizi sevdiğim, sensiz boğazımdan geçmiyor.
Sen gecemi gündüze çeviren ay, aldığım nefes ve içimi yakan ateşsin…
Manzarası sen ol gözlerimin, her baktığımda yeni mutluluklar göreyim.
Gözlerinin kahvesinden koy ömrüme, kırk yılın hatırına sen de kalayım…
Belki dünya üzerinde sıradan birisin ama benim için dünyalara değersin…
Sensiz bir gün daha akşam oldu. İçim el vermiyor. Biz buna “gün” demeyelim.
“Bendeki seni fark etsen, belki de kendine aşık olurdun.” Kahraman Tazeoğlu
O kadar güzelsin ki sendeki güzelliği başkaları da görecek diye ödüm kopuyor.
Sokak lambası sessizliğiyle aşığım ben sana… Kimi zaman parlayıp, kimi zaman sönen…
Beni hep yanlış anladın zaten sen. Geleceğim ol demiştim sana. Gel ecelim ol değil.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar. Onuncu köyden, sesleniyorum: Seni seviyorum!
Bana o kadar yakınsın ki, seni ben sandım. Sana o kadar yakınım ki, beni sen sandım.
Ya kırdığın kalbi Allah seviyorsa? Bilemezsin. Bilseydin ödün kopardı, dokunamazdın.
Aldığım nefes yarım, kesildi can damarım. Söyle bana bir tanem sensiz nasıl yaşarım.
Seninle aramızdaki sevgi ateş gibi olmalı aşk dolu… Yandıkça yanmalı, yaktıkça yakmalı…
“Ve sen sonunda bir gün çıkar gelirsin diye, Çok şeyin adı küçük yazıldı.” Cemal Süreya
Sen günesin doğduğu, karanlığın bittiği yerdesin sen hep kalbimde yatan tek sevgilimsin.
Büyük bir suç işleyip, yüreğine teslim olsam, ömür boyu beni yüreğine mahkum eder misin?
Açık çay içerdi hep, demli olunca bardağın diğer tarafından beni göremezmiş, öyle derdi.
Sevdiğinin tenine, yüzüne, gözlerine değil; Güzel ahlâkına, imanına, iffetine âşık olasın…
Aramızdaki aşk diyorsun, aşkı da kaldır sevgilim. Sadece sen ve ben kalalım bir ömür boyu…
Seni seviyorum derken, hiç yalan söylemedim. Yalan söylerken, hiç, Seni seviyorum demedim.
Sen güldün. Ben bir yudum daha içtim çaydan… Yoksa nasıl açıklardım içimde ki bu sıcaklığı…
Aşkın gözyaşları ıslatırken sevgilinin omzunu, neden bu kadar geç kaldığını sorar aşk meleği.
Bunca yalanın, bunca talanın, bunca riyanın arasında sen. Ne güzel duruyorsun ömrümün ortasında.
Sen, sen ol kelimelere fazla takılma. Aşk diyarında dil zaten hükmünü yitirir. Aşık dilsiz olur.
Karadeniz gibi olmalı aşk, arkana baktın mı yemyeşil bir huzur, önüne baktın mı masmavi umutlar.
Kalbi kırmaya tek bir söz yeter ama kalbi tamir etmeye ne bir özür ne de bir ömür yetmez. Bukowskİ
Hiçbir tabela yazmaz mutluluğa kaç kilometre kaldığını. Ama yine de yola çıkmak lazım. Farid Farjad
Boğazıma takıldı sevdan. Üç kere sırtıma vur helal de; alışık değilim harama, ondan olacak herhalde.
Sevgi; insanın kalbinde tomurcuklanan nadide bir çiçektir. Mühim olan onu yara almadan yaşatabilmektir.
Yine sensiz bir gün başlıyor yüreğimde. Yine uykusuz girdim bugüne, ne olur mahkum etme beni sensizliğe.
Belki aramızdaki cümlelerde öznemiz hep gizliydi. Ama yüklemimiz hep belli… “Seni deliller gibi seviyorum.”
Ağlamanın verdiği huzuru ve gülücüklerin getireceği mutluluğa değişme çünkü her mutluluğun bir günahı vardır.
Dünde, bugünde, yarında yüreğin kadar yanındayım. Kendini yalnız hissettiğinde dokun yüreğine ben hep ordayım.
Geldiğin günü 24 saat aklında tutmaya çalışan bir işçiyim. Aşkın patronu sensin, kalp tokluğuna seviyorum seni.
Beni karanlıktan aydınlığa, yalandan gerçeğe, ölümden ölümsüzlüğe götürdüğün için teşekkürler. Seni seviyorum.
Kimseye sana baktığım gibi bakamam. Kimseyi seni sevdiğim gibi sevmem. Ve bir daha hiç kimseyi de böyle sevemem…
“Sorma bana ne kadar seviyorsun diye! O kadar işte! Tavanı kadar sokağın ve dibi kadar cehennemin…” Nazım Hikmet
Aklım sende kaldı, yüreğimde. Geri de istediğim yok, varsın kalsın. Ne zaman geri verirsen, alır giderim o zaman.
Sana bahçeden gül değil güneşten atom koparıp getirmek istiyorum ama kalbim gibi ellerin de yanar diye korkuyorum.
“Öylesine güzel, seviyorum ki seni. Öylesine saf… Öylesine temiz… Öylesine derin… Ve öylesine değil…” Özdemir Asaf
Gözlerimden akan yaşlar delilim söyleyen dil masumiyetim sensiz geçen günler şahidim olsun ki seni daima seveceğim.
Şayet aşkın tohumu düşmüşse gönlüne, suyunu esirgeme aşkın… Hakkını yeme, pişman olursun ömrünce…” Behçet Necatigil.
Bana büyük bir şaka yap gülüm! Kaldır gecenin lacivert perdesini gülümseyen gözlerinle. Yarına çıkart beni ne olur.
“Korkma bana âşık olmaktan ya da çekip gitmekten. Çünkü kalbimdeki hiçbir cesedi sahipsiz bırakmadım ben.” Nazım Hikmet
Aşkım var dağlar bilemez, Sevgim var kimsenin aklı alamaz, Birde sen varsın ya bir tanem, Dünyada kimse böyle sevilemez.
Birinin gözlerine bakmak, onun rüyalarına girmeyi göze almak demektir. Sevmeye kabiliyetin yoksa o gözlere bakmayacaksın.
Rahman’a teslim olup, her çay yudumlayışımda, umuduma umut katarak… Bir yağmuru seyretmeyi sevdim. Bir de ‘beklemeyi’ seni…
O kadar güzelsin ki yüzüne bakamıyorum. Titriyor ellerim, ellerini tutamıyorum. Öylesine bağlanmışım ki sensiz duramıyorum.
Bir gün yanına geleceğim. Bir elimde silah, bir elimde gül, ya o gülü alır benimle olursun, ya o silahı alıp beni vurursun.
Akşamın son bulan ufuklarında, güneş damla damla erirken, hayatta kalan tüm duygularımla, sana sesleniyorum: Seni seviyorum.
Bazı rüyalar diğerlerinden daha uzun sürer. Bazıları da çok çok güzel… Benim en uzun ve en güzel rüyam şu an bu mesajı okuyor.
Kirli bir çocuk yüzüyüm kapında; ama dünyanın en temiz gözleriyle bakıyorum sana. Şeker değil istediğim, yüreğini koy avuçlarıma.
Gönlümün meclisinde herkes konuşsun istemem, kimse müdahale etmesin aşka. Yer gök şahidimdir ki siyasi görüşüm yoktur senden başka.
Tahir olmak da ayıp değil, Zühre olmak da, Hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil. Bütün iş Tahir’le Zühre olabilmekte, yani yürekte…
Sevebilir misiniz? Karşılıksız, beklentisiz, hesapsız, çıkarız, özgür bırakarak. Sırf bir başkasının iyiliğini, mutluluğunu isteyerek…
Sevgi sevilen kişiye sunulan bir armağandır kabul edilmesi ya da geri çevrilmesi önemli değil önemli olan sevginin sunulmuş olmasıdır.
Seni ne kadar sevdiğimi merak ediyorsan, yağan yağmurun her damlasını tutmaya çalış, tutamadığın her yağmur damlası kadar seviyorum seni.
Bir umut değil mi ki bizi hayata bağlayan bir sevgi değil mi ki bizi yıllardır ağlatan fakat ayrılık değil mi ki sevenleri ölümü tattıran.
Seni neden mi? Bu kadar çok seviyorum. Yaşamın içinde kaybolmuş beni, yeniden hayata döndürdüğün için seni çok ama çok seviyorum bir tanem.
Eğer gökyüzü bir parça kağıt, deniz bir sise mürekkep olsaydı yine de sana olan duygularımı yazmaya yetmezdi. Seni o kadar çok seviyorum ki.
Hiç bitmeyecek, hep özlenen Şiir gibiydin… Ben sana hissettiklerimi hiç yazamadım. Yazsam… Başkaları okuyacak sana aşık olacak diye korktum.
Seni tahmin edeceğin kadar değil, tahammül edemeyeceğin kadar çok seviyorum. Sana “Sevgilim!” diyebildiğim için kendimi çok şanslı görüyorum.
Sana dalgalardan kalem yaptım ve kıyıya seni seviyorum yazdım, sen de inandın değil mi? Sen delisin, seni sevmedim, sana bağlandım sana taptım.